4 Eylül 2013 Çarşamba

Erciyes'in Karları

Günün birinde Kayseri'li bir tüccar İstanbula gelir, esnafın birinden ihtiyacı olan malları alır. Aldığı mallar karşılığında esnafa bir senet verir, senedin bitiş tarihini de "Erciyes Dağı'nın zirvesindeki karlar eriyince" diye belirler.

Kayseri'li malları alır gider. Aradan iki yıl geçer senet ödenmez, üç yıl geçer senet ödenmez. Sonunda esnaf dayanamaz, mayıs ayında Kayseri'ye gider, bulur tüccarı, parasını ister. Tüccar alır bunu götürür Erciyes Dağı'nı gören bir yere: "Bak" der, "daha karlar erimedi." Esnaf vazgeçmez, dağı gören bir otele yerleşir. Haziran gelir, karlar erimez; temmuz geçer, ağustosun sonu gelir, karlar hala duruyor orda. Esnaf çaresiz kalır. Bu durum Darende'li bir çerçinin dikkatini çeker, gider sorar esnafa. Adam yana yakıla anlatır durumunu. " Bu da dert mi?" der adama, "Git o Kayserili'ye de ki...." Esnaf gider Kayserili'ye, çerçinin söylediklerini tekrarlar. Tüccar, tek kelime etmeden çıkarır adamın parasını öder.

Çerçi ne demiştir esnafa da, esnaf tüccardan parasını kurtarmıştır?

1 yorum:

  1. Her yıl başka kar yağmıyor mu?

    Elementary, my dear Watson.

    YanıtlaSil